Yönetim Kurulu Üyemiz Prof. Dr. Ferhunde Öktem’den Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının verilmesiyle ilgili bir mesaj.
Yıllar önce bir kamu kuruluşunda uluslararası bir toplantı düzenlenmişti. Ben de o toplantıda tam gün olan bir eğitim veriyordum. İranlı ve Pakistanlı ekip de vardı. Yemek arasında Pakistanlı ekipten 2 katılımcı geldiler, Anıtkabir’e nasıl gidebileceklerini sordular ve 2. Oturuma biraz geç kalabileceklerini belirterek izin istediler. Daha kıdemli olan katılımcı “Eşimin siparişi, almadan gidersem beni eve almaz” dedi. Siparişi çok merak ettiğimi söyledim. “Atatürk’ün kadınlarla dans eden fotoğrafını başka yerde bulamadık, Anıtkabir’de bulunacağını söylediler. Hem ziyaret edip saygımızı sunmak hem eşimin dileğini yerine getirmek istedik. İki kızım var. Bu resmi evimize asıp onlara örnek olmasını istiyoruz” dedi. Boğazım düğümlendi, sadece başımla selam vererek onları uğurladım.
Yemek arasında hem biraz dinlenip hem de 2. Oturumun yansılarını gözden geçiriyordum. Katılımcılar arasındaki İran heyetinde 1 kadın görevli de vardı. İçlerinden biri beni dikkatle izliyor, göz göze gelince başını öne eğiyordu. Salonda tek başına oturuyordu, adını bilmiyordum, aklımda “gri pardösülü” kadın olarak kodlamıştım. Çay almak için büfeye gittim, “gri pardösülü” kadın yanıma geldi, selamlaştık. Çay doldururken “Sizden bir şey isteyeceğim dedi. Ben eğitimle ilgili olduğunu düşünürken “Ben İranlıyım. Atatürk ve Türk kadınları bizim hem örneğimiz hem de umudumuzsunuz. Lütfen haklarınızın kıymetini bilin, onları çok sıkı koruyun. Lütfen. Lütfen” dedi ve gitti. O da ben de ağlıyorduk.
Bir süredir bu anımı biraz ötelemişim. Mahsa Amini ve İran’lı kadınların saygın direnişi ile yeniden anımsadım. O günkü duygum katlanarak yüreğime yerleşti. Her gün daha çok çalışmaya söz veriyorum.
Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının verilmesinin 88. Yıl Dönümünde Atatürk’e sevgi, saygı ve sonsuz teşekkürlerimle…
