16 Mayıs 2024, Perşembe
spot_img
spot_img

Erken Çocukluk Döneminde Depremden Etkilenen Çocuklar

Bir okul öncesi öğretmeni olarak deprem yaşamış öğrencilere ne kadar hazırız?

Afetler beklenmedik, rahatsız edici ve stres yaratan olaylar olarak tanımlanabilir. Depremler gibi doğal olabilir ya da kitlesel silahlı saldırılar gibi insan müdahalesinin sonucu olabilirler.

Bu olaylardan çocuklar doğrudan etkilenir. Travmaları da genellikle yasla birlikte şiddetlendiğinden, ilgilenilmesi gerekir. Okul öncesi öğretmenleri de, doğrudan ya da dolaylı olarak travma geçirmiş çocukların toparlanmasına yardımcı olabilecek en önemli yardımcılardandır.

Çocuklar travmatik olaylara nasıl tepki verir?

Bir afetin ardından, çocukların endişeli, stresli veya depresif olmaları muhtemeldir. Afetten doğrudan etkilenmişlerse, aile üyelerinin üzüntü ve korkularına da maruz kalırlar. Stres, korku, mutsuzluk yaşayabilirler.

Bazı çocukların tepkileri ise haftalarca hatta aylarca gecikebilir. Eğer bu durumu seziyorsak çocuklarımızı her gün gözlemleyip travma belirtilerini izlemeliyiz.

Bazı çocuklar kendilerini daha iyi ifade ederler ve size belirli sorularla gelirler veya ne hissettiklerini söyleyebilirler.

Diğer çocuklar daha içe dönük olabilir veya kendilerini daha az ifade edebilir.

Çocuğunuz depremi sizinle birlikte gündeme getirmese bile, olanları net bilgilerle anlatarak onlarla konuşmanız faydalı olabilir.

Aileleri Kriz Döneminde Desteklemek

Bir felaketten sonra öğretmenlerin ve velilerin ortak bir kurtarma planında çalışması önemlidir. Ailelere çocukların duygu durumlarından haberdar etmeli, ailelerden çocukla ilgili haberleri edinmeliyiz. Ailelere çocuklarını bırakma ve teslim alma zamanlarında yanlarında kalmaları için fazladan zaman tanımalıyız. Aileler, yaşanan afet sonrası taşınmak zorunda kaldıysa, çocuklara kullanılmaları için kitap, peluş hayvanlar gibi materyalleri ödünç verebiliriz.

Yetişkinler durumdan kaynaklı hala zorlandıklarını hissedebilirler ancak çocuklara ve kendilerine, her şeyin yoluna gireceğini vurgulamaları gerekir. Çünkü çocuklar, güvende olduklarına dair sürekli güvenceye ihtiyaç duyarlar.

Ailelerle, çocuklarının stresli veya endişeli olduğunu gösteren belirtileri paylaşmalıyız. (Parmak emme ve altını ıslatma gibi) ancak bu davranışların bu dönemde normal ve geçici olduğunu da eklemeliyiz. Mide krampları veya baş ağrıları gibi içselleştirilmiş stresin fiziksel belirtileri konusunda ebeveynleri yönlendirmeliyiz. Onlara çoğu çocuğun kısa sürede eski haline döndüğünü, ancak bazılarının kalıcı etkilere maruz kalabileceğini ve profesyonel danışmanlık gerektirebileceğini söylemeliyiz. Özellikle endişe duyduğunuz çocuklar ve aile üyeleri hakkında yöneticimize veya okul danışmanımıza danışmalıyız.

Bir afete doğrudan maruz kalmayan çocuklar da, özellikle haberler ve yetişkin sohbetleri afetlere odaklanıyorsa, kaygı ve stres hissedebilirler. Çocukların haberlere ve televizyona maruz kalmasını sınırlamanın önemini ailelere hatırlatmalıyız. Bir felaketin sürekli hatırlatılması endişe yaratır. Ailelerin iyileşmeye başlamak için haberlere ara vermeleri gerekebilir.

Öğretmenler de kaygı ve depresyon yaşayabilir. Çocukların ve ailelerin korkularıyla uğraşmak streslidir. Başkalarının acısına ve dehşetine tanık olmaktan kaynaklanan ikincil bir travma olan dolaylı travma hissedebilir. Öfke hissedebilir, başı ağrıyabilir veya belirli insanlardan veya iş yükümlülüklerinden kaçınmak isteyebilir.

Bu konularda acı çekiyorsak, meslektaşlarımızla bağlantı kurabilir ya da bir terapistle görüşebiliriz. Kendimizi yalıtılmış hissetmemek önemlidir; başkalarıyla konuşup bu durumla başa çıkma stratejileri geliştirmeliyiz. Egzersiz yapmak, en sevdiğiniz müzikle dans etmek, bir arkadaşınızı aramak iyi birer yol olabilir. Başkalarına yardım edebilmek için kendimize iyi bakmalıyız.

Çözüm

Çocukların depremin getirdiği kötü durumlardan kurtulmasına yardım etmede çok büyük bir rol oynuyoruz. Ve unutmayın: Yalnız değiliz.

Kaynakça

Görsel Kaynakça

Hazırlayan: Nisa Kuvvetli

İlgili Yazılar

spot_img

Son Yazılar