Eski kuşaklar böyle düşünme eğiliminde olabilir, ancak yeni bir araştırma zevki erteleme becerisi testinde yeni kuşakların elli yıl öncekinden daha yüksek puan aldığını gösteriyor.
Romalı şair Horace, MÖ 20 dolaylarında şöyle yazıyordu: “Babalarımız, büyük babalarımızdan daha kötüydü. Biz çocukları da onlardan daha kötüyüz ve dolayısıyla bizden sonraya kendimizden de daha soysuz bir kuşak bırakacağız”.
Bu sözler yaygın bir kanının ifadeleri. Her kuşak bir sonrakinin pek çok olumsuz özelliği olduğunu düşünme eğiliminde gibi görünüyor. Özellikle de konu özdenetime ve sabıra geldiğinde.
Kaliforniya Üniversitesi Santa Barbara kampüsünden psikolog John Protzko, bu soruya bilimsel bir hassasiyetle yaklaşmayı düşünmüş. Eski kuşaklarla yeni kuşakları karşılaştırmak için marshmallow testi adıyla da anılan zevki erteleme becerisi testinin sonuçlarından faydalanmış.
İlk Stanford Üniversitesinde 1960’larda uygulanan marshmallow testi standartlaşmış psikolojik testlerin en eskilerinden biri. Dolayısıyla bu test farklı kuşakların davranışlarını karşılaştırmada kullanılabilecek çok sayıda tarihsel veri sunuyor. Test çocukların küçük ama derhal yararlandıkları bir ödülden uzun vadeli ama daha büyük bir kazanım için vazgeçip vazgeçemeyeceklerini sınıyor.
Düzenek basit. Bir odaya götürülen çocuğa içinde farklı şekerli atıştırmalıklar olan bir kase veriliyor. Araştırmacılar çocuğa isterse en sevdiğini seçip hemen yiyebileceğini isterse de 15 dakika bekleyip seçeceği iki şekeri yiyebileceğini söylüyorlar. Ardından da odadan ayrılıyorlar.
Marshmallow testinde zevki erteleme becerisinin yüksek çıkmasını belierleyen başlıca faktör denek çocuğun yaşı. Yaş arttıkça bu davranış da artıyor. Aynı yaştaki çocukların sonuçları ise birbiriyle karşılaştırılınca uzun vadeli ilginç sonuçlar çıkıyor. Zevki erteleme becerisinin daha yüksek olmasıyla hayatın ilerleyen dönemlerindeki olumlu pek çok değişken arasında (sağlıklı kiloda olmak, okula daha uzun süre gitmek ve sınavlarda daha yüksek puan almak) bir ilişki var.
Dr. Protzko, geçtiğimiz 50 yılda yapılmış 30 marshmallow tesini incelemiş. Bununla eş zamanlı olarak yürüttüğü bir anket çalışmasında da çocuk bilişsel gelişimi uzmanı olan 260 kişiye geçtiğimiz 50 yıl içinde bu becerideki değişimin ne yönde olduğunu tahmin ettiklerini sormuş.
Ankete katılanların yarısından biraz fazlası 50 yıl içinde zevki erteleme becerisinin azaldığının bulunacağını tahmin ederken üçte biri ise bir değişiklik olmayacağını tahmin etmişler.Uzmanların yalnızca yüzde 16’sı zaman içinde bu beceride artış görüleceğini tahmin etmiş.
Doğru tahmini yapanlar bu en küçük grup. Yani geçtiğimiz yarım yüzyılda çocuklar giderek düzenli biçimde bu testte kayda değer ölçüde daha başarılı sonuçlar almaya başlamışlar. 1967’de çocukların seçtikleri şekeri yemeden önceki bekleme süresinin ortalaması üç dakikaymış. 2017’de bu süre –her on yılda yaklaşık bir dakika artarak– sekiz dakikaya yükselmiş. Üstelik bu değişiklik tüm seviyelerde gözlenmiş. En atılgan çocukların dereceleri en ihtiyatlı çocuklarla aynı oranda gelişmiş.
Her onyılda standart sapmanın beşte birine denk gelen bu gelişme, Dr. Protzko’nun dikkatini çekmiş. Bu oran, geçtiğimiz 80 yılda IQ testi sonuçlarında görülen gelişme oranıyla hemen hemen aynı. IQ testlerinden alınan puanlardaki (dünyanın dikkatini bu yükselişe çeken psikologun adından hareketle Flynn etkisi olarak anılan) bu yükselişin nedeni bilinmiyor. Dr. Protzko’nun sonuçlarının bununla ilgili olup olmadığı da öyle.
IQ testi sonuçları zevki erteleme becerisiyle ilişkili gibi görünüyor. Ancak aradaki korelasyon kusursuz değil.
Her durumda şurası açık ki Horace ve onun gibi düşünenler yanılıyorlar. Geçtiğimiz son birkaç onyılda gençler en azından bazı açılardan ileriye gidiyor.
Dr. Protzko “gençleri hor görmek insana özgü bir tür bilişsel tik gibi görünüyor” diyor. Kendisi, şimdilerde bunun nedeni anlamakla ilgileniyor.
Hazırlayan: Beycan Mura