Yeni bir araştırma ebeveynlerin sözcük sayısı ile çocuklarının bilişsel yetenekleri arasında bir ilişki buldu.
Her ne kadar tartışmalı bir konu olsa da konuşken ebeveynlerin çocuklarının dil ve diğer bilişsel beceriler konusunda yaşıtlarından daha üstün oldukları fikri oldukça uzun bir döneme dayanıyor. 1990’lıların başlarında Amerika’da yapılan oldukça etkileyici bir çalışma sosyoekonomik durumu kötü olan bölgelerden gelen Amerikalı çocukların anne ve babalarından daha az kelime duyduklarını, bu nedenle de konuşma becerilerinin daha zayıf olduklarını öne sürdü. Fakat bilim adamları yapılan bu çalışmada birçok sorunlu noktayı işaret ediyorlar – bunlardan birine araştırmacıların kayıt almak için insanların evlerine giderek kullandıkları dili etkileme ihtimali örnek gösterilebilir.
Yapılan bu öncül çalışmadan bu yana insanların evine daha az izinsiz bir şekilde girilen araştırma yöntemleri kullanarak ailelerin kullandıkları dili inceleyen Amerikalı araştırmacılar, sosyoekonomik durumun eski araştırmanın ileri sürdüğünden çok daha fazla etkili olabileceğini öne sürdüler. Araştırmacılar kendi deyimleri ile “Bu zamana kadar yapılmış olan ve çocukluk yıllarını doğal ortamında gözlemleyen en büyük çalışma” olarak adlandırdıkları çalışmalarında var olan metotları bir havuzda topladılar.
Developmental Psychology’de yakın bir zamanda yayınlanan ve 100’den fazla Londralı aile ile yapılan bir çalışmada her ne kadar nedeni bulunamasa da ebeveynlerin dil kullanma miktarının çocuğun bilişsel gelişimi ile ilgili olduğunu ortaya koydu. York Üniversitesinden Katrina d’Apice ve meslektaşları yaşları 2 ile 4 arasındaki değişen 107 çocuğa bir giyilebilir bir ekipman takılarak üç gün boyunca hem çocukların hem de çocukların çevrelerinde gerçekleşen bütün diyalogları dinlediler.
Bu kayıtları ortalama olarak günde 15 saatte bir inceleyen bir yazılım aile içindeki yetişkinlerin kaç kelime kullandıklarını hesapladı. Araştırma süresi boyunca, bunlara ek olarak, çocuklar kopyalama ve çizme gibi bilişsel beceri gerektiren bazı testleri de tamamladılar.
Araştırmacılar yetişkin bir insanın günde ortalama 17,800 kelime konuştuğunu ama bunun oldukça çeşitlilik gösterdiğini ortaya koydu. Aynı ailelerin farklı günlerde konuştuğu kelime dahi kısmı bir benzerlik içerisindeydi. Araştırmacılar “Bulgularımız erken çocukluk deneyimlerinin, özellikle dil ile ilgili olanların, durgun çevresel belirleyicilerden olmalarından ziyade zamanla değişen ve gelişen dinamik bir süreç olduğunu belirtiyor.” diyor.
Bununla beraber, araştırma ekibi yetişkinlerin kullandıkları kelime sayısı ile çocuklarının bilişsel yetenekleri arasında bir bağ olduğunu keşfetti: Ebeveynleri daha çok kelime kullanan çocuklar bilişsel testlerde daha yüksek skor yaptı. Buna ek olarak çocukların kullandıkları kelimeler ile ebeveynlerin gelir düzeylerine de bakan ekip daha derin bir kelime dağarcığına sahip olan yetişkinlerin çocuklarının da daha fazla sözcük çeşitliliğine sahip olduğu gördü.
Çalışmanın bu korelasyonel tasarımı sebep ve sonucu birbirinden ayırmayı imkânsız kılıyor olsa da bu durumu açıklayabilecek birkaç olası neden bulabilmek mümkün. Bunlardan biri dile daha fazla maruz kalmanın çocuğun zekasını arttırabileceği yönünde. Belki de durum tam tersi şekilde gerçekleşiyor ve ebeveynler çocukları zeki olduklarında onlarla daha fazla konuşuyor. Hatta belki de hem ebeveynin hem de çocuğun bilişsel yeteneklerini etkileyen ortak bir gen söz konusu. Bu sır perdesi şu an için aralanmış değil.
Hazırlayan: Sıla Özeren