8 Eylül 2024, Pazar
spot_img

Gülümseme Refleksini Kaybettiğin İçin Yalnız Olabilirsin!

Yeni bir araştırmaya göre yalnız insanlar diğer insanların gülümsemelerini taklit etme reflekslerini kaybederek yalnızlıklarını devam ettirecek kısır bir döngüye giriyorlar.

Yalnızlık, ölüm riskini arttırması açısından günde 15 adet sigara içmenin etkileriyle ilişkilendirilmiş oldukça ciddi bir hastalık.

Hangi tür yalnızlığın (başlı başına bir ilişki eksikliği yerine diğer insanlarla yakın ilişkilerin olmaması) sağlığımız üzerinde zararlı bir etkiye sahip olduğunu anlamak içi araştırmalar yapılıyor olsa da yalnızlıkla başa çıkma yollarının aydınlatılmasına ciddi bir biçimde ihtiyacımız var.

PsyArXiv’de ön baskı olarak yayınlanan yeni bir çalışma, yalnızlığın nasıl sürdürüldüğüne ve nasıl engellenebileceğine ışık tutar nitelikte. Oldukça popüler bir modele göre yalnızlık, pozitif sosyal etkileşimlerin temelinde yatan gülümsemek ya da göz kontağı kurmak gibi davranışlar olan sosyal sinyallerin anormal bir şekilde işlenmesinden kaynaklandığını öne sürüyor.

Sosyal sinyallerin bu anormal işlemi sonuçlarından biri, hemen hemen bütün sosyal etkileşimlerde doğal bir şekilde ortaya çıkan, diğer insanların mimiklerini otomatik olarak taklit etmede sorun yaşamaktır. Durumun gerçekten bu olup olmadığını incelemeyen isteyen ve California Üniversitesi’nde araştırmacı olan Andrew Arnold ve Piotr Winkielman 35 gönüllü öğrenci ile küçük fakat başlangıç niteliğinde bir araştırma gerçekleştirdiler.

Öğrenciler ilk olarak yalnızlık, depresyon ve kişilik özelliklerini değerlendiren üç ölçekli bir testi tamamladılar. Yalnızlık sonuçlarına göre “yalnız” ve “yalnız değil” olarak sınıflandırıldılar. Devamında ise duygusal ifadelerimizi gösterebilmemizde önemli role sahip olan iki yüz kası çiftine (yanaklarda bulunan ve gülümsememize olanak sağlayan zygomaticus majör kası ve kaş çatıcı kas olan corrugator supercilii) elektrotlar yapıştırıldı. Daha sonrasında katılımcılara öfke, korku, neşe ve hüzün yüz ifadelerini yapan kadın ve erkek video klipleri gösterildi.

Ölçekler “yalnız” ve “yalnız değil” olarak sınıflandırılan iki grubun da gördükleri video kliplerindeki insanların yüz ifadelerini ayırt etme konusunda eşit derecede iyi olduğunu ve iki grup arasında öfke, korku ve hüzün gibi negatif duygular ile neşe gibi pozitif bir duygunun puanlanması konusunda bir farklılık bulunmuyordu. Bu da demek oluyordu ki “yalnız” olarak sınıflandırılan grup da insanların duygu durumlarını en az yalnız olmayan insanların yapabildikleri kadar fark ediyor ve anlıyorlardı. Buna kıyasla, önemli farklılıklar katılımcıların video kliplerinde gördükleri bu yüz ifadelerine anlık olarak verdikleri tepkilerde gözlendi.

Her iki gruptaki katılımcılar video kliplerindeki kişilerin, örnek vermek gerekirse, öfke duygusunu gösterdiğini gördüğü zaman bu mimiği otomatik bir şekilde kopyalayabilmek için kaşlarını çattılar. Fakat video kliplerindeki yüzlerin ifadesi “neşe” olduğu zaman sadece “yalnız değil” olarak sınıflandırılan grup yanıt olarak otomatik bir şekilde gülümsedi. Katılımcıların depresyon testindeki puanları bu bulgular ile hiçbir korelasyona sahip değildi. Farkı yaratan özellik yalnızlıktı.

Araştırmacılar yalnız grubun gördükleri gülümseme ya da çat çatma ifadelerini kasıtlı bir şekilde taklit edebileceklerini de göz önünde bulundurdu. Bu bulgulara ek olarak yalnız grubun doğa gibi “sosyal-olmayan” pozitif fotoğraflara baktıkları zaman otomatik bir şekilde gülümsediklerini ortaya koydu- yalnız olmayan gruptaki katılımcılar da bu fotoğraflara baktıklarında otomatik bir şekilde gülümsediler. Gösterilen bu doğa fotoğrafları bulunmuyor ki bulunanlarda ise insanların yüzleri açık bir şekilde görünmüyordu.

Bu bulgular diğer insanların gülümsemelerini otomatik olarak kopyalamada yaşanan başarısızlığın yalnız kalmamızda önemli bir role sahip olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, gülümsemeyi tekrar etmedeki başarısızlığımızın diğer insanlara anti-sosyal sinyaller gönderebileceğini, bunun da sosyal izolasyona neden olabileceğini söylüyor ve “Bu durum kronik yalnızlığa sebep olan davranış mekanizmalarından biri olabilir.” diye ekliyorlar.

Buradan çevrildi : Priliminary Evidence That Lonely People Lose The Reflex To Mimic Other People’s Smiles, Potentially Sustaining Their Isolation

Hazırlayan: Sıla Özeren

İlgili Yazılar

spot_img

Son Yazılar