27 Temmuz 2024, Cumartesi
spot_img

The Cartoon Mill Çizgi Film Okulunun Kurucusu Fatih Küçük ile Keyifli Bir Röportaj

The Cartoon Mill Çizgi Film Okulunun kurucusu Fatih Küçük ile gerçekleştirdiğimiz röportaj ile karşınızdayız. Bu röportajda Cartoon Mill çizgi film okulunun kurulmasının arka planını görebilir ve bu okulun hikayesini öğrenebilirsiniz. Keyifli okumalar!

The Cartoon Mill nedir? Açıklayabilir misiniz?

Ben 2009 yılında mezun oldum. Mezun olduktan sonra şehir şehir dolaşıp duvar resimleri yaptım. 3 yıl boyunca 200’ün üzerinde köy okulunu ziyaret ederek gönüllü olarak duvar resimleri yaptım. Bunun yanı sıra sokakta portreler çizdim. Kendimi bu şekilde finanse ettim. Duvarlara resim çizerken bir şey fark ettim. Niçin bize özgü ve dünyaya marka olmuş bir çizgi film karakterleri yok? Niçin çizgi filmlerinde yoğun olarak şiddet ve propaganda bulunuyor? Bu gibi soruların ardından yüksek lisans çalışmalarına başlamıştım ve dünya çizgi film sanatını araştırıyordum. Türkiye’de dünya çizgi film tarihini etkileyebilecek çok az hatta iki satırlık olay geçtiğini gördüm. Bu sıralarda dünyanın başka ülkelerine gidip çizgi filmler hakkında araştırmalar yapıyordum. Japonya, Güney Kore, Tayvan ve Rus ülkelerinde bulundum. Oralarda da gönüllü olarak okullara duvar resimleri yapıyor hem de çizgi film üzerine araştırmalar yapıyordum. Bazı okullarda ise köyde bulunan çocukların hikayelerini çizgi filme dönüştürüyorduk.

Bu gibi gelişmelerden sonra çizgi film okulu kurmaya karar verdim. Fakat elimde bir bütçe bulunmuyordu. Nerede olur diye araştırmaya başladım. Yerel yöneticilerle, kaymakamlıklarla iletişime geçtim. Kaş Kaymakamlığı bana geri dönüş yaptı ve âtıl halde bulunan bir köy okulunu bana tahsis etti. Okula giderken 5 liram vardı. Oraya gittim ve sokakta portreler çizdim. Kazandığım parayla çadır, keser, eldiven, gözlük ve bir miktar erzak aldım. Bu malzemelerle okulu onarmaya başladım. Şartlar çok zordu ve motivasyonumu azaltan pek çok durum ile karşılaştım. Hedefim için tüm bunlara katlanmam gerektiğinin farkındaydım. Sosyal medyada projemi anlatmaya başladıkça önceden gidip çalışma yaptığım okullardaki öğretmenler ve arkadaşlarım bağış yaptılar. Sürece yardımcı oldular ve üç ay içerisinde âtıl halde olan o okulu faaliyete geçirdik. O yıl binin üzerinde öğrenciye ücretsiz eğitim vermeye başladık. Birinci yılın sonunda geri plan çalışması yaptım. Çeşitli projelerle bütçe oluşturdum. Yeni bir arazi satın aldım. Yavaş yavaş okulu kurmaya başladık. İçerisinde yatakhane, mutfak bulunan ve 16-20 kişi arasında kişinin eğitim alıp ve konaklayabileceği bir alan oluşturduk. Gelen öğrenciler gönüllü şekilde bizlere yardımcı oldular. Türkiye’nin her yerinden öğrenci kabul ediyoruz. Ülkemizin yanı sıra diğer ülkelerden eğitime gelen öğrenciler bulunuyor. Okulumuz altıncı yılını tamamlamış oldu.

The Cartoon Mill okulunu kurarken amacınız neydi? Bu amaçlara ulaştınız mı?

Amacım dünya çizgi film sanatına katkıda bulunmaktı ve sadece yerel bir çizgi film okulu olsun istemedim. İsmimizin “The Cartoon Mill” şeklinde İngilizce olmasının nedeni budur. Biz uluslararası bir projeyiz. Başka ülkelerde de projeler gerçekleştiriyoruz. Bizim için anlaşılır olmak önemli. Çünkü Tayvan’da da bu okulu kurmaya karar vermiştik. Pandemi araya girdiği için bazı sorunlar yaşadık. Hedeflerimizden birisi de bu okulun orada da kurulması. Bu okul kurulurken aynı zamanda bu sanatı meslek edinmek isteyen kişilere imkân sunmak, kendini geliştirmek isteyen bireylere imkân sunmak, teknolojiyi faydalı kullanmak ve okul çağındaki çocukların eğitime katılmasını sağlamak, çizgi filmin nasıl yapıldığını öğrenmeleri ve bunu bir meslek edinirlerse nasıl bir yol izlemeleri gerektiği gibi hedeflere sahiptir. Şu an bütün bu hedeflere ulaşılmış durumda.

Süreç içerisinde motivasyonunuzu düşüren durumlardan bahsetmiştiniz. Bu süreçleri nasıl aştınız? Tekrar motivasyonunuzu nasıl kazandınız?

Belirttiğim gibi süreç içerisinde çok fazla sorunla karşılaştık. Bunlara rağmen projeyi yapmak gerektiğini düşündüm. Neden? İlk olarak ben kırsalda yaşamayı seviyorum. İkincisi öğrencileri seviyorum. Üçüncüsü ailemin de bu projeye dahil olmasını seviyorum. En önemlisi ben sevdiğim işi yapmak istiyorum. Akademisyen olabilirdim, öğretmen olabilirdim, herhangi bir yerde çalışıyor olabilirdim. Elbette bunlar kötü meslekler değil fakat benim fıtratıma uygun değildi. Ben böyle bir alanda çalışmak istiyorum. İnsanın severek yapabileceği bir işi olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü insan o zaman çalışıyor gibi hissetmiyor. Amacın olduğunda bireye kendiliğinden motivasyon gelmiş oluyor. Bu yola sıfır beklenti ile başladım. Örneğin bu okula şu kadar insan gelsin, bu okul şu kadar kazansın gibi beklentilerle yola çıkmadım. Yapmak istediğim şeyi yapıyorum. Var olan şey benim için yeterli. Bu işi sevdiğim için yaptığımdan dolayı eğer bu okulda bir öğrenci olsa bile ben bu işi yapmaya devam ederim. Bu konuyla ilgili bir örnek daha vermek istiyorum. Önceden tiyatro yapıyordum. Bir gün hiç seyirci gelmemişti ve ben yine sahneye çıkıp oyunumu oynadım. Çünkü öncelikle bu işi kendim için yapıyorum. Seyirci gelecek gibi hazırlık yapmıştım fakat yine de oyunu oynamayı tercih ettim. Çünkü kendime saygım var. Bu okulda da aynı şey geçerli. Bir öğrenci gelse de benim için kıymetli yirmi öğrenci gelse de.

Sizce bu eğitime kimler katılmalı?

Elbette bu eğitimden verim alabilecek pek çok insan bulunuyor. Fakat bu eğitimin dışında bu yaşantıya kimler katılmalı diye düşünüyorum ben. Çünkü eğitimin dışında burada bir birliktelik bulunuyor. Dolayısıyla sadece ilgisi ve yeteneği olan bireylerden ziyade özellikle bunun kıymetini bilecek olan kişiler ya da öğrendiği şeylerden mutluluk duyacak, hoşgörü sahibi insanlar bu eğitime katılmalı. Çünkü yalnızca bu eğitime ihtiyacı olan kişiler dersek bu doğru bir hedef kitle olmaz. Biz istiyoruz ki bu eğitime yetenekli olan kişiler katılsın ama hoşgörü ve buradaki birlikteliği güzel bir şekilde yaşayamayacak birisinin katılması da hedefimiz açısından uygun değildir.

Bu soruya direkt cevap vermek gerekirse bu eğitimle birlikte kendi mesleğine katkıda bulunabilecek, bunu bir meslek edinmek isteyecek ve çizgi filmin nasıl yapıldığını öğrenmek isteyecek bireylerin eğitime katılması önceliğimizdir.

Bu mesleğin sevdiğiniz yanları ve zorlukları nelerdir?

İnsan ortaya bir şey çıkardığında mutlu oluyor. Burada da öyle bir durum söz konusu. Bir resim yaparsın mutlu olursun, bir şey üretirsin mutlu olursun. Bu meslek bunu sağlıyor. Çizgi film yaparken çizim yapıyorsun ve sinematik yeteneğini kullanıyorsun. Süreç içerisinde edebiyat ve müzik bulunuyor yani bu meslek pek çok sanat dalını içerisinde barındırıyor. Hepsinin harmanlanıp ortaya çıkması benim için mutluluk verici. Bir diğer yan ise öğrencilerin gelip burada eğitim alması ve onlardaki değişimi görmek bu mesleğin sevdiğim yanları. En önemlisi ise burada yaşadığımız birliktelik. Eğitim vermenin ötesinde burası bir üniversite ortamı gibi. Birlikte bir şeyler yapılıyor, yurtta kalınıyor, arkadaşlıklar kuruluyor. Bu mesleğin en sevdiğim yanı bu ortam. Sevmediğim yanlarına gelirsem yok. Bu mesleğin sevmediğim bir yanı olmadığını düşünüyorum.

Zorluklardan bahsetmek gerekirse bu meslek bana zor gelmiyor. Fakat burada 24 saat çalışıyorum. Örneğin öğrenci gece rahatsızlanabilir, bir şeye ihtiyacı olabilir. En ufak seste uyanmalısın çünkü mesain devam ediyor. Zorlukları elbette ki var ama ben bu mesleği sevdiğim için bana zor gelmiyor. Hayatım boyunca sevdiğim ortamlarda bulunmayı tercih ettim. Sevmediğim bir yerde yaşayamam. Bugün burada bir sorun çıksa hiç ardıma bakmadan kapatır okulu başka yere kurarım. Bir şeye bağlanıp kalmayı sevmem bunun yerine hemen gidip çözüm bulmaya çalışırım. Bu okulda da durum böyle. Aksaklıklar olabilir, hedeflediğin şeyleri başaramayabilirsin ama hedeflediğin başka şeyler de olması lazım ki direkt oraya kanalize olabilesin ve oradan ilerleyebilesin. Böyle düşündüğüm için bu mesleğin sevmediğim bir yanı bulunmuyor.

Kaç senedir bu mesleği yapıyorsunuz?

2016 yılında başladım ve ben de çizgi film yapmayı burada öğrendim. Bu okulun ilk öğrencisi benim. Bilmeyen birisinin çizgi film okulu güzel bir şey elbette. Ben araştırmalar yapıyordum, çizim bölümü mezunuyum çiziyordum, ama çizgi film yapmak çok farklı bir şey. Sinema televizyon alanında yüksek lisans çalışması yapmıştım. Anladım ki ortaya ürün koymak çok farklı bir olay.

Bu mesleğe girmeden önce endişeleriniz var mıydı?

Hayır endişem yoktu. Ben bir işe şöyle girerim. Hedefimi belirlerim ve bu hedefe ulaşmak için nelere ihtiyacım olduğunu yazarım. Daha sonra endişelerimi yazarım. Hedefime ulaşırken ya bu olursa gibi. Daha sonra bunları karşılaştırır ve derim ki bu endişeleri kaldırabilecek gücüm var mı? Çünkü endişe duyan insan kaldıramayacağı bir şey olacağı için endişe duyar. Zaten bir korkun yoksa endişe duymazsın. Hesap etmeden bu yola çıktığım için endişem yoktu. Ben 5 liram varken bu işe girdim. Korkuyorsan bir işe giremezsin.

Kapadokya ve Kaş bölgesinden başka çizgi film okulu açmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye’de düşünmüyoruz. Bunu yerine Tayvan’da düşünüyoruz. Tayvan yoğun bir şekilde ilişki kurduğum bir ülke. Orada böyle bir okulun olmasını istiyorum.

Kapadokya ve Kaş bölgesini seçme nedeniniz neydi?

Kaş ilk başladığım noktaydı ve bana tahsis edilmişti. Tesadüf eseri gelişen bir süreçti. Başlarken her yer olabilirdi. Fakat Kapadokya özel olarak seçilmiş bir yer. Çünkü Türkiye’nin merkezi bir konumunda ve her yerden rahatlıkla ulaşım sağlanabilir. Kaş’a ulaşım daha zor. Bize her yerden okul ve öğrenci geliyor. Örneğin son okulumuz Erzurum’dan eğitime gelmişti. İkincisi Kapadokya turistik bir bölge gelen kişiler burada rahatlıkla vakit geçirebiliyor.

Bu sene Kaş bölgesinde 4. Uluslararası Çizgi Film Festivali’ni gerçekleştirdiniz. Bundan biraz bahsedebilir misiniz?

Festivalin amacı Türkiye’nin dünya çizgi film sanatında görünür olması. The Cartoon Mill öğrencileri için iş birlikleri gerçekleştirmek ve oraya gelen eğitmenlerle tanışmalarını sağlamak istiyoruz. Öğrenme ve iş birliği geliştirme amaçlı bir festival gerçekleştiriyoruz.

İleride gerçekleştirmek istediğiniz başka projeleriniz var mı?

Bilim ve astronomi üzerine çalışma yapmak istiyorum. Bir dağın tepesine çizgi filmlerde olan şato ya da kale şeklinde bir kampüs yapmak istiyorum. Bu okulun bir enstitü olmasını istiyorum. Bu okulun çizgi film üretmesini ve burada uzun dönem eğitim alan öğrencilerin olmasını istiyorum. Bu okuldan mezun olunmasını ve ortaya çizgi film çıkmasını hedefliyorum. Bunları da hayalden ziyade bir plan olarak görüyorum. Hayallerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli değildir. Bunları gerçekleştirebileceğime inandığım için plan diyorum.

Bize vakit ayırdığınız için teşekkürler…

İlgili Yazılar

spot_img

Son Yazılar