Takıntılar (obsesyonlar) zihinde aniden beliren, dikkati başka bir konuya çekmeyi zorlaştıran düşünceler, zihinsel imajlar ve dürtülerdir. Genellikle takıntılar rahatsızlık vericidir. Kişiliğimize, ahlaki değerlerimize, prensiplerimize zıt olabilirler, bu sebeple içsel huzurluğu beraberinde getirirler.
Takıntılar (obsesyonlar) zihinde aniden beliren, dikkati başka bir konuya çekmeyi zorlaştıran düşünceler, zihinsel imajlar ve dürtülerdir. Genellikle takıntılar rahatsızlık vericidir. Kişiliğimize, ahlaki değerlerimize, prensiplerimize zıt olabilirler, bu sebeple içsel huzurluğu beraberinde getirirler.
Psikolog Dr. Eric Klinger (1996) tarafından yapılan araştırmalara göre ortalama bir insanın gün içinde zihnenden yaklaşık 4000 adet düşünce geçtiği saptanmıştır. Bu düşünceler o anki uğraşılan işle ilgili olmakla birlikte o anki durumdan bağımsız istenmeyen düşünceler de olabilir. Düşünceleri takıntı halinde getiren kriter kişinin o düşünceye verdiği tepkidir. Zihinden geçen düşünceyi negatif anlamda önemsemek, o düşüncenin gerçekleşebileceğini varsaymak ve akıldan geçenden rahatsızlık duymayı beraberinde getirir.
Takıntıların temaları çeşitli olabilir. Yaygın olarak görülen temalar zarar verme, hijyen, cinsellik, dinsel içerik üzerine olabilmektedir. Bu temalara birkaç örnek olarak şunlar verilebilir: sevilen birine zarar vermeye yönelik düşünce, günahkar bir eylemde bulunulduğuna dair kuşkular, kişinin ahlaki değerlerine uygun düşmeyen cinsel eylem şüphesi ve bedeninin bir bölümünün kirlendiği düşüncesi ile aşırı meşgul olma verilebilir.
Obsesyonlar ortaya çıkardığı huzursuzluk, suçluluk, iğrenme, rahatsızlık gibi duygulanımlar sebebiyle hayat kalitesini düşürür. Bu duyguları dengelemek, kısa vadeli olarak negatif duyguları ortadan kaldırmak adına zaman içinde bir takım davranışların ortaya çıktığı gözlemlenebilir. Bu davranışlara zorlantı ya da kompülsyon denir. Kompülsyonlar tekrarlayıcıdır. Negatif duygular ortaya çıktığında bu davranışları yapmaya mecbur olduğunu düşünme yaygındır. Kompülsyonlara örnek olarak belirli sayıda el yıkamak, cinsel içerikli imaja zıt bir imajı hayal etmeye çalışmak, kapıyı kilitlerken her defasında belirli bir sayıya kadar saymak, prizleri belirli bir düzende kontrol etmek verilebilir.
Obsesyonlar ve eşlik ettiği kompülsyonlar beraber olarak gözlemlendiğinde klinik olarak bu duruma Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) adı konur ve OKB tedavi edilebilen bir psikolojik rahatsızlıktır. Günümüzde psikiyatrik ilaç tedavileri ve psikolojik alanda ise farklı ekollerden psikoterapi çalışmaları ile OKB tedavi edilmektedir. Bilişsel Davranış Terapisi, EMDR (göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme) bunlara birer örnek teşkil edebilir.
Uzm. Klnk. Psk. İpek Örgüt
Kaynak: Klinger E., (1996) The contents of thoughts: Interference as the downside of adaptive normal mechanism in thought flow. Cognitive Interference: Theories, Methods and Findings
Hazırlayan: İpek Örgüt