“Her iş, bitirilmesi için kendisine ayrılan sürenin tamamını kapsayacak şekilde genişler”.
Parkinson yasası 1955 yılında ilk defa C. Northcote Parkinson’ın ele aldığı ve aslında bir işi yapmak için verilen süreye göre zamanın genişlediğini ifade eden bir terimdir. Örneğin öğretmeniniz bir ödev için bir hafta süre verdiyse bir haftada, üç hafta süre verdiyse üç haftada ödevi tamamlayabilirsiniz.
Erteleme huyu bu konuda büyük rol oynar. Bir iş için daha fazla sürenizin olduğunu bilmek işi son dakikaya bırakma eğiliminizi artırır.
Bu konuda yürütülen çalışmalar ise bir iş için daha fazla zamana sahip olanların daha az zamana sahip olanlara kıyasla daha fazla vakit harcadığını gösteriyor.
Peki Üretkenliği Artırmanın Yolları Neler?
Yaklaşan teslim tarihlerindeki yoğunluğumuzu azaltmak adına görevlerimizi teslim tarihlerine göre planlayıp bir sonraki adımda veya günde neler yapacağınızı belirleyin.
Ayrıca erken bitirmek için kendinizi teşvik etmek de güzel bir çözüm olacaktır. Bir işi erken bitirdiğinizde kendiniz için koyacağınız ufak bir ödül size bu yasayı aşmak için büyük bir yardımcı olabilir.
Bir başka yol olarak ise bir zaman yönetimi tekniği olarak Francesco Cirillo tarafından geliştirilen Pomodoro tekniğini kullanmak olabilir. 25 dakika çalışma ve 5 dakika mola sistemi olarak çalışan teknik kısa molalarla dikkatinizi en yüksek düzeyde tutmanıza ve zamanınızı daha etkin kullanıp işlerinizi zamanında bitirmeye yardımcı olabilir.
Üretkenliğinizin en büyük düşmanlarından biri olup sürekli dikkatinizi sosyal medya bildirimleriyle dağıtan cep telefonlarınızı çalışma alanınızdan uzaklaştırın. Beyninizin ön belleğinde sosyal medyada edindiğiniz bilgiler yer edecek ve dikkatinizi tekrar toplamanıza engel olacaktır.
Northcote Parkinson, C. (1961). Parkinson’s law: or the pursuit of progress.
Hazırlayan: Tuğba Yağmur