27 Temmuz 2024, Cumartesi
spot_img

Milgram Deneyi

İnsan otorite etkisi altında ne ölçüde emirlere boyun eğebilir? Vicdan duygusu otoriteden üstün gelebilir mi? Dr. Stanley Milgram deneyi sonuçları ile derlenen otoritenin çarpıcı etkisi hepinizi şaşırtacak.

Yale Üniversitesinde psikolog Dr. Stanley Milgram, 1962 yılında insanların otorite karşısında ne ölçüde itaat ettiğini gözlemlemek amacıyla bir deney düzenliyor. En kuvvetli duygularımızdan biri olarak varsaydığımız vicdan duygumuz bile otorite karşısında baskın gelmiyor mu? Hiçbir tesir altında kalmadan bu soruya cevap vermek oldukça basit oluyor. Ancak bir otorite baskısı altında meydana gelen sonuçlar bu cevaplarla hiç de benzerlik göstermiyor. Tıpkı bu deneyden önce yapılan anket sonuçları gibi…

Milgram deney öncesinde Yale Üniversitesinde bir anket düzenliyor. Anketin katılımcıları Yale Üniversitesindeki öğrenciler ve akademisyenler oluyor. Anketin genel sonuçlarına göre, yapılacak olan deneyde katılımcıların neredeyse büyük bir kısmının deneyin koşulu olan 450 volt şiddetinde bir şoku (bu bir insanı öldürecek şiddette bir şoktur) otorite baskısı altında bile olsa, bir insan üzerinde uygulayamayacağı yönünde oluyor. Ancak sonuçlar gerçekten de bunu yansıtıyor mu?

Deneyde üç rol bulunuyor. Bunlar; denek, aktör ve araştırmacı. Araştırmacı deneyde emirleri verecek otoriteyi temsil ediyor. Denek ise öğretmen rolünde olurken, aktör öğrenciyi temsil ediyor ve uygulanacak olan şoka maruz kalacak kişiyi temsil ediyor. Deneyle ilgili şunları belirtmek gerekir ki; denek, öğrenciye bir şok uygulayacağını zannetse de gerçekte uygulanan bir şok bulunmuyor. Yalnızca gerçekliği yansıtmak ve deneği buna inandırmak adına, araştırmacılar tarafından şok sesini temsili bir ses veriliyor. Bununla birlikte aktör de deney esnasında, gerçekten acı çektiğini ifade eden inleme sesleri ile rol yapıyor.

Deneyden önce deneğe bir şok vererek, aktör olan öğrencinin çekeceği acı hissini deneyimlemesi sağlanıyor. Ardından deneğe kelimeler verilerek, bunları öğrencilere öğretmesi ve test etmesi isteniyor. 15 şiddetinde bir volt değerinde başlanarak, öğrencinin her yanlış cevabında şiddetin 15 volt daha arttırılacağı söyleniyor. Bununla birlikte bazı deneylerde, aktör kendisinde bir kalp sağlık problemi olduğunu belirterek deneğin vidan ve şahsi görüşünü tetikleyici duygusal bir zemin oluşturuyor. Denek bu tetikleyiciden etkilenerek deneyi durdurmak isterse, otoriteyi temsil eden araştırmacı tarafından deneye devam etmesi gerektiği emri veriliyor. Yine de aktör için tedirgin olup tüm emirlere rağmen, denek 4 durdurma denemesi sonucunda gerçekten devam etmeyi kabul etmezse deney gerçekten sonlandırılıyor. Ayrıca deneyde, deneğin aktörün durumuna yönelik sorularına araştırmacılar şu cevabı veriyor: “Her ne kadar şoklar acı verici de olsa, kalıcı bir doku hasarı oluşturmayacak, lütfen deneye devam edin.” Eğer denek bu otoriteye itaat ederek öğrenciye şok vermeyi sürdürürse, uygulayan şok 450 volt değerine ulaşıyor ve deney sonlandırılıyor.

Deney sonucu ise oldukça sarsıcı oluyor. Deneklerin neredeyse birçoğu rahatsızlık duysa da, %65’inin otorite karşısında emirleri uygulayarak o korkunç değerdeki 450 voltluk şoku öğrencilere uygulamayı sürdürdüğü gözlemleniyor. Bu inanılmaz bir sonuç değil mi? Milgram tüm koşulları ve belirleyicileri ile gerçekten otorite etkisini bu deney ile gözler önüne seriyor. Bu deneyin ışığında geliştirdiği teorisini şöyle ifade ediyor: “Boyun eğmenin ana unsuru, bireyin başkasının dileklerini yerine getirmesinden ötürü, kendini yaptığı davranışlardan sorumlu görmemesidir. Eğer ki biri bu görüşü benimseyecek olursa, boyunduruğun tüm gereklilikleri yerine getirilmiş olur.”

Kaynak

Kapak Görseli

Hazırlayan: Dilanur Akbaba

İlgili Yazılar

spot_img

Son Yazılar