Ölüm korkutucudur. Sadece düşüncesi bile dehşet vericidir, bu yüzden çocuklar size bu konuda sorular sorduğunda kendinizi zorda hissedebilirsiniz. Eğer böyle bir zorluk yaşıyorsanız, size yardımcı olabileceğini düşündüğümüz öneriler içeren yazımıza bir göz atın.
Pixar ve Disney gibi bazı stüdyoların çizgi filmleri, ölüme diğer stüdyoların çizgi filmlerine göre daha çok yer veriyor. Buffalo Üniversitesinde yapılan ve Omega Journal of Death and Dying’de yayınlanan bir araştırma, bu stüdyoların çizgi filmlerinin ölümle ilgili konuşmaları başlatmak için faydalı birer sıçrama tahtası oluşturabileceğini ortaya koyuyor.
Bazıları çocukların ölüm kavramından korunması gerektiğini düşünür. Bir akrabanın ölümü ile ilgili hep kısık sesle konuşulur. Çocuklar odaya girince konuşmalar kesilir. Sevdikleri birinin ölmekte olduğu gerçeği onlardan son ana kadar saklanır. Çocuklar cenazelere götürülmez.
Bütün bunlar birer hatadır. Ölüm biz yetişkinler için bile böylesine korkutucuyken, çocukların tek başlarına onunla yüzleşmesi çok daha zordur.
Sohbet açmak için filmleri kullanmak fikri faydalıdır. Çünkü bu filmler zor bir kavramı rahatça erişilebilir bir şekilde ortaya koyarlar.
En faydalısı, ölüm hakkında rahatça, olgulara dayanarak, sakin sakin ve -her gün olmasa da- sıkça konuşmaktır.
İşte size bunu yapmakta yardımcı olacak bazı ipuçları…
1.Her Zaman Soğukkanlı Olun ve Olgulardan Uzaklaşmayın
Çocuklarınızın sorularına cevap verirken her zaman soğukkanlı olun ve olgulara dayanın. Soruyu dinleyin, sordukları soruyu cevaplayın; sormadıklarını cevaplamayın.
“Anneannen uyudu” gibi cümleler kullanmaktan kaçının, çünkü bu sefer çocuklar uykuya dalmaktan korkabilirler. Ayrıca, “anneanneni kaybettik” cümlesi de yanlış anlamaya sebep olacaktır. Anneanne öldü. Ölüm ve ölmek gibi kelimelerden korkmayın.
Çocuklara gerçekleri yarım yamalak anlatmayın; zira boş bırakılan yerleri hayal güçleriyle dolduracaklardır. Bu da gerçeğin kendisinden daha zararlı olabilir.
2. Çocukların Yas Tutma Biçimlerin Yetişkinlerinkinden Farklı Olduğunu Unutmayın
Çocuklar yetişkinlere göre farklı bir yas tutma eğilimi gösterir. Sıçramalarla kısa üzüntü dönemleri geçirirler. Bir saniye önce dedesinin ölümüne üzülüyorken bir saniye sonra legolarıyla oynuyor olabilirler.
Konu hakkındaki merakları arttıkça konuşmalar birkaç güne, haftaya veya aya yayılabilir. Bu durum onların tüm zamanlarını üzüntü içinde geçirip yıprandıkları anlamına gelmez.
3. Ağlamanın da Ağlamamanın da Normal Olduğunu Anlatın
Ağlamanın normal olduğunu ona açıklayın, fakat ağlamamanın da. Keder bir yolculuktur: Ailenin her üyesi aynı trende olabilir, ancak herkes dışarıya farklı bir pencereden, farklı bir bakış açısı ile bakar.
4. Yardım Almaktan Korkmayın
Siz veya çocuğunuz konuyla ilgili sıkıntı çekiyorsa yardım almaktan korkmayın.
Çocukların desteğe ihtiyaç duydukları bazı durumlarda onları üzmekten endişe ettikleri için bu desteği büyüklerinden istemekten kaçınmaları mümkündür. Ayrıca eğer durumla kendiniz baş edemiyorsanız, küçük bir çocuğu desteklemek daha da zor olacaktır.
Hazırlayan: İrem Uzunçakır