Tiyatronun serüvenine Klasik dönemin devamı olan Romantik ve Gerçekçi dönemlerle devam ediyoruz!
1) Romantik Dönem Tiyatro
Klasik döneme tepki olarak doğmuş olan Romantik dönem tiyatro, doğaya ve duygulara yakındır. 19. yüzyılda ortaya çıkan romantik dönem, sadece tiyatroyu değil var olan bütün sanat dallarını da derinden etkilemiştir. Coşkulu anlatımlar, tutkulu tavırlar ve aşırılık dönemin genel özellikleridir. Burjuva sınıfının güçlenmesi, işçilerin haklarını araması ve sonucunda gelişen Fransız İhtilali ile birlikte toplumsal sınıflar arasındaki dengeler ve ekonomik koşullar da değişmiştir. Feodalite, yani derebeylik sistemi de ortadan kalkmıştır. Sanayi devrimi ve endüstrileşme işçi sınıfını öne çıkarmıştır. Dildeki ve bilimdeki yenilikler de dönemin öne çıkan özelliklerindendir.
Romantik dönem tiyatro, klasik dönemin aksine trajedi ve komedi gibi türleri oyunlarda birleştirir ve Klasik dönemin bağlı kaldığı kuralları esnetir. “Kral Lear” gibi oyunlarıyla Shakespeare bu yeniliğin örneklerini verir. Kuralsızlık teşvik edilmiştir ve hatta bu dönem “kuralsızlığın kural oluşu” olarak da anlaşılmıştır. Teatral ironi, yanılsama gibi yeni kavramlar tiyatroya eklenmiş ve melodram türü de bu dönemde gelişmiştir. Romantik dönem, sahne teknolojileri açısından da öne çıkar. Sahne aydınlatması ve döner sahne gibi yenilikler ilk olarak bu dönemde gelmiştir ve sahnede sergilenen oyunun seyirci üzerindeki etkisini artırmada önemli rol oynamışlardır.
2) Gerçekçi Dönem Tiyatro
Gerçekçi dönem Romantik dönemin ardından gelir ve gerçekleşen savaşlar, gelişmeler ve devrimler sonucu romantik dönemdeki bireyin duygusallığı ve öznelliği etkisini yitirmiştir. Yerine toplumsal sorunlara eğilen gerçekçi dönem gelmiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısında çıkan bu dönem modern tiyatronun başlangıcı olarak da görülmüştür.
Gerçekçi dönemde günlük yaşam önyargısız, öznel olmayan bir şekilde verilmiş ve illüzyon oluşturma teknikleri üzerinde durulmuştur. Sıradan insan ve sorunları ele alınmış, gerçekliğe yakınlık aranmıştır. Oyunlarda günlük konuşma dili kullanılmıştır. Toplumda yaşanan olaylar ve durumlar en gerçekçi haliyle sahneye taşınmaya çalışılmıştır. Ancak bu olayları sahneye taşırken, kurallarından dolayı Gerçekçi tiyatroda sorunlara çözüm aranmaz, gösteriş eklenmez. Yani olaylar sadece olduğu gibi verilir, bilgilendirme yapılır ve seyirciyi düşünmeye yönlendirir. Oyun sırasında kendi kendine konuşmanın yerini diyaloglar almıştır.
Hazırlayan: Senanur Başaran