Hayatımızın her döneminde kendimizi tanımlamak için farklı sıfatlar kullanıyoruz. Peki kendimizi neye göre tanımlıyoruz?
Elinize bir kağıt alın ben 20 kez “Ben…” ifadesini yazın. Şimdi kendinize “Ben kimim?” sorusunu sorun. Bu sorunun cevaplarını iyice düşündükten sonra kağıda yazdığınız “Ben…” ile başlayan cümleleri tamamlamaya çalışın.
Bu test, kendimizi nasıl tanımladığımızı görmemiz ve aslında kendi öz varlığımızı değerlendirmemiz için tasarlanmış. Reading Üniversite’sinde bir ekip üzerinde 20 tane “Ben…” ifadesinin yazdığı bir kağıdı 13 ve 18 yaşları arasındaki 822 gence vermiş. Bu gençler 3 farklı okuldan seçilmiş ve çalışma sırasında yazacakları cevaplar konusunda endişelenmemeleri ve çok fazla düşünmemeleri konusunda uyarılmışlar.
Ergenlik yılları genellikle gençlerin benlik duygularını yeni yeni oluşturmaya başladıkları yıllar olarak görünür ama bu yıllar boyunca gençlerin kendilerini nasıl gördükleriyle ilgili çok fazla bilgi de mevcut değildir. Bu araştırma da ise gençlere kendilerini, kendi istedikleri şekilde tanımlamaları için bir fırsat vermiş ve cevaplar konusunda tamamen özgür bırakılmışlar. Cevaplar toplandığında katılımcıların kendilerini 6558 şekilde tanımladıkları tespit edilmiş. Birbirinin aynısı veya çok benzer olan cevaplar elendikten sonra gençlerin kendilerini tanımlamak birbirinden farklı 443 cevap yazdıkları anlaşılmış.
Verilen bütün cevaplar incelendiğinde katılımcıların genellikle kendilerini 8 farklı şekilde tanımladıkları görülmüş. Bütün cevaplar içinde en yaygın olanlar ise şu şekilde: Mutluyum, bir oğulum/bir kız çocuğuyum, komiğim, bir öğrenciyim, bir sporcuyum, bir arkadaşım, bir kız kardeş/erkek kardeşim, kibarım, arkadaş canlısıyım, sevecenim, yorgunum, sportifim, akıllıyım, utangacım, 15 yaşındayım, kendime güveniyorum.
Ergenlik yıllarında gençlerin zihinsel olarak çok karmaşık oldukları ve kimlik sorunları yaşadıkları düşünülse de araştırma sonucu, gençlerin kimlik algılarının çarpıcı ve güven verici olduğunu gösterdi. Bunun yanında, gençlerin benlik algılarının çoğu sosyal rollerine değil de kişiliklerine dayalıydı ve olumluydu.
Araştırma sonucuna göre, cinsiyetler de insanların kendileri hakkındaki tanımlarını etkiliyor. Kızlar, araştırmaya katılan oğlanlara göre kendilerini daha çok “evlat” olarak tanımlamaya meyilliler. Bunun yanında, kız çocukları kendilerini tanımlarken daha çok sevecen, utangaç, sessiz, arkadaş gibi sıfatları kullanırken oğlan çocukları kendilerini daha çok “sporcu “olarak tanımlıyorlar.
13 ve 18 yaş arasındaki gençlerle yapılan bu çalışmanın sonuçları daha sonra 18-30 yaş arasındaki yetişkinlerle yapılan benzer bir çalışmanın sonuçlarıyla karşılaştırılmış. Ortaya çıkan sonuçlar ise oldukça ilginç. Gençler kendilerini daha çok kişisel özellikleriyle tanımlarken, yetişkinler bu tanım için anne, baba ve eş gibi sosyal rollerini kullanıyorlar. Araştırmacılar; bu sonucu, sosyal rollerin yetişkinler için çok daha önemli olabileceği şeklinde yorumluyorlar.
Ergenlik yıllarımızda kendimizi değerlendirme şeklimiz hayatımızda kalıcı etkiler yaratacak kadar önemli olabiliyor. Ve daha önemlisi bu yıllarda kendimizi tanımlamak için kullandığımız sıfatlar aslında karakterimizi belirleyebilir. Farklı yaş gruplarıyla yapılacak olan bu tür araştırmalar insanların kendilerini nasıl gördüklerini daha iyi anlamalarını sağlamak ve öz imajlarında yapacakları değişiklere zemin hazırlamak açısından oldukça faydalı olabilir.
Hazırlayan: Esra Akcabağ