Soğuk algınlığıyla savaşmak için C vitamini birebirdir. Görmeyi artıran A vitamini için havuç yiyin! Kemik geliştiren D vitamini için yağlı balık ve güneş ışığından vazgeçmeyin.
Hepimiz vitaminlerin sağlığımız için kritik öneme sahip olduğunu biliyoruz, ancak bu vitaminler isimlerini nasıl aldılar ve daha da önemlisi ilk olarak ne zaman bulundular?
Vitaminlerin Bilinmediği Zamanlar
İnsanlar beslenme ve sağlık arasında bir bağlantı olduğunu her zaman anlamış olsa da, kimya, fizik ve biyolojideki ilerlemelerle desteklenen modern beslenme araştırmalarının ortaya çıkması binlerce yıl sürmüştür. İlk beslenme deneyleri ağırlıklı olarak, ilk kez 1772 yılında keşfedilen nitrojen elementine ve bu elementin gıdalardaki varlığının ya da yokluğunun hayvanların ve insanların sağlığına ya da hastalığına neden olup olmadığına odaklanmıştır. Daha sonra 1838’de Hollandalı kimyager Gerardus Johannis Mulder, protein adını verdiği ve beslenmede “temel bir rol” oynadığını savunduğu bir bileşiğin varlığını öne sürdü.

Vitaminin Keşfi
Polonyalı kimyager Casimir Funk, 20. yüzyılın başlarında güvercinlerle beslenme üzerine deneyler yapmaya başladı. Bazı güvercinlere sadece beyaz pirinç vermiş ve sadece beyaz pirinç ile beslenen güvercinler hastalanmış, ancak pirinç kepeği ve maya yediklerinde iyileşmişlerdir. Bu keşif, diyet ve beriberi hastalığının bağlantılı olduğu teorisini doğruladı, ancak suçlu protein eksikliği değildi. Funk 1912’de başka bir maddenin eksikliğini ortaya sürdü: Latince “yaşam” ve azot içeren bir bileşiğin adı olan “amin” kelimelerinin birleşiminden oluşan ve vitamine adını verdiği azot içeren bir bileşikti bu.

Bu keşif, hastalıkların beslenme eksikliklerinden kaynaklanabileceğini ve yeni bulunan bileşiklerin yeterli miktarda alınmasıyla tedavi edilebileceğini öne sürerek bilim dünyasında bir devrim yarattı. Funk, “Monoton bir diyetten kaçınılması gerektiğini” ilan etti.
Araştırmacılar raşitizm, iskorbüt ve guatr gibi rahatsızlıklarla ilişkili diğer mikro besin maddelerini izole etmek için kollarını sıvadılar. Funk’ın vitamine “vitamine” adını verdiği sıralarda, Amerikalı beslenme bilimci Elmer McCullum farklı hayvan popülasyonlarıyla yem deneyleri yaptı ve bazı yağlarda bulunan “aksesuar” bir maddenin sıçanların büyümesi için gerekli olduğunu keşfetti. Yağda çözünen bu madde A (aksesuar) vitamini olarak bilinmeye başladı.
McCollum ve diğerleri Funk’ın pirinç kepeğinden elde ettiği besin maddesiyle başka deneyler de yapmış ve buldukları yeni vitamine beriberi hastalığından yola çıkarak B vitamini adını vermişlerdir. Bilim insanları tüm bileşiklerin azot içeren aminler olmadığını fark ettikten sonra vitaminedeki e harfi çıkarıldı. Ancak vitaminleri keşif sırasına göre alfabetik olarak adlandırma geleneği devam etti. Bugün yağda çözünen dört vitamin – A, D, E ve K – insan büyümesi ve sağlığı için elzem kabul edilmektedir.

F Vitamini?
Bir vitamin alfabede birkaç adım atladı. Danimarkalı araştırmacı Carl Peter Henrik Dam tarafından 1929 yılında keşfedildiği göz önüne alındığında, K vitamini muhtemelen F gibi daha önceki bir harfle adlandırılacaktı. Ancak Dam’ın araştırması, bu maddenin kan pıhtılaşması – İskandinav dillerinde ve Almanca’da k ile başlayan bir kelime – için gerekli olduğunu keşfetti ve bunun yerine bu vitamine K vitamini adı verildi.

En son insan yaşamı için elzem vitamin olan B12’nin 1948’de keşfedilmesinden bu yana onlarca yıl geçti. O zamandan beri araştırmacılar vitaminlerin sağlığa faydalarına odaklandılar, eksiklikler ve hastalıklar arasındaki bağlantılar hakkında daha fazla şey öğrendiler ve bu maddeleri pellegra ve anemi gibi hastalıkları tedavi etmek için kullandılar. Bilim insanlarının yeni bir elzem vitamin keşfetmesi şu an için pek olası görünmüyor.
Ancak bu, besin keşiflerinin durduğu anlamına gelmiyor. Aslında bu tür araştırmalar hiç olmadığı kadar gelişmiş durumda ve bilim insanlarının insan sağlığını etkileyen çok küçük mikro besinlerin bile sırlarını çözmelerine olanak sağlıyor.
Kaynak: National Geographic – Why are vitamins named after letters?