Zaman zaman duygularımızı, düşüncelerimizi ve daha birçok şeyi belirtmekten endişeyle sakınırız. Başkalarınca ”utangaç’’ olarak anılırız. Peki bizler neden utangacız?
Çekingenlik veya utangaçlık, bazı insanların diğerleriyle beraberken, konuşurken veya yardım isterken yaşadığı güven yetersizliğidir. Utangaçlık anlık gelişen korkularımıza izdüşüm bir tepkidir ve araştırmalar, utangaçlığın bir nörobiyolojisi olmasına rağmen (davranışsal repertuar beyindeki belirli bir nöron devresi tarafından yönetilir) ebeveynlik uygulamaları ve yaşam deneyimlerinden de güçlü bir şekilde etkilendiğini göstermektedir.
Bebeklerin yaklaşık %15’i utangaçlık eğilimi ile doğar. Araştırmalar, utangaç insanların beyninde biyolojik farklılıklar olduğunu ortaya koymuştur. Ancak utangaçlık eğilimi de sosyal deneyimlerden etkilenir. Utangaç çocukların çoğunun ebeveynleriyle olan yanlış etkileşimleri nedeniyle utangaçlık geliştirdiği düşünülüyor. Otoriter veya aşırı koruyucu olan ebeveynler, çocuklarının utangaç olmasına neden olabilir. Bir şeyleri deneyimlemesine izin verilmeyen çocuklar sosyal beceriler geliştirmekte zorlanabilirler. Okullar, mahalleler, topluluklar ve toplumsal kültürün hepsi, çocukların zihinsel gelişimini ve kimliklerini şekillendirir. Bir çocuğun bu ağlar içinde yaptığı bağlantılar gelişimlerine katkıda bulunur. Utangaç ebeveynleri olan çocuklar ise kimi davranışları taklit edebilirler. Yetişkin hayatlarda ise son derece stresli çalışma ortamları ve toplumun gözünde aşağılanma utangaçlığa yol açabilir.
Utangaçlıkla başa çıkabilmek mümkün mü?
Hayatın zorlaştığı, ilişkilerin çeşitli engebelere maruz kaldığı noktada insanlar bu uzun süreli duygu halinden uzaklaşmak isteyebilirler. Böyle bir beklentide, utangaç insanlar, kimlik duygularını değiştirmeden sosyal zorlukları başarıyla ele alabilir, güven ve özveriyle üstesinden gelebilirler. Araştırmacılar, insanların utangaçlıklarını kabul etmenin ve kendilerini bilinçli hissetmekten kurtarmaya çalışmanın çoğu zaman bu istenmeyen duyguyla başa çıkabilmede en iyisi olduğunu bulmuşlardır.
Tüm bunların yanı sıra, bir dizi somut strateji de sosyal güveni artırabilir. Sosyal olaylardan kaçınmak yerine, utangaç insanlar onları önceden planlayabilir ve sosyal becerilerini önceden uygulayabilirler. Birkaç soru ve konuşma noktası planlayabilir ve katkıda bulunmadan önce olacakları akılda bulundurmak için tartışmayı gözlemleyebilirler. Olumsuz bir tepkinin kaçınılmaz olduğunu varsaymak yerine olumlu bir sonuç bekleyerek düşünme yollarını yeniden şekillendirmeye çalışabilirler.
Utanmak, oldukça insani ve doğal, kimi zamansa doğru yerde apaçık gösterilmesi gereken bir duygudur. İnsanların pek çoğu sayısız konuda bizden daha utangaç yaklaşımlar sergileyebilirler, her zaman her yerde böylesi doğal bir tepkiyi yargılamaktan kaçınmalıyız.
Hazırlayan: Gizem Arı