Ebru sanatına soyut, mistik, felsefi bir bakış açısı…
Soyut sanatın öncüsü Michel Seuphor, “Bir resimde günlük gerçeği görmüyorsak soyuttur. Eğer bir ressam doğadan değil de kendi iç gerçeğinden hareket ediyorsa o sanatçı soyut bir sanatçıdır. Bir resmin soyut olabilmesi için tüm dış gerçeklerle ilişkisini kesmiş olması gerekir.” demiştir. Bu tanım, Ebru sanatını karşılayan anlamlar barındırmaktadır.
Kitreye damlalar farklı şekillerde düşer, hiçbir zaman ikinci bir Ebru çıkmaz. Hepsi birbirinden farklıdır. Her zaman bir değişkenlik ve soyutluk halindedir. Ebru sanatçısı bu oluşumu bekleyerek sadece sürece dahil olabilir, adeta bu soyutluğa teslim eder kendini.
Yapılışına Felsefi Bir Bakış
Ebru yapmak için öd, kitre, at kılı ve gül dalı fırçası, özel boyalar, ve tekne gerekir. Boyaları ve ödü düzgün bir şekilde ve ölçüde karıştırmazsanız doğru sonucu alamazsınız. Kitreyle kullanılan suyun kireçsiz olması gerekir. Doğada elde edilen kitrenin ömrü uzunken yine de bozulma riskine karşı önlemler alınmalıdır. Kitrenin muhafaza edildiği yerin sıcaklığı, ebrunun yapıldığı yerin sıcaklığı bile doğru sonuçlar alınmasında çok önemlidir. Çok sıcak veya çok soğuk havalar, hatta Ebrucunun üzerine sıktığı kokunun yayılımı bile Ebruyu etkiler. Ebru sanatında doğadan elde edilen kaya ve topraklarla yapılan boyalar kullanılır. Suda erimeyen anilin boyalar kitreli suda eriyerek kağıda tutunamayacağından kullanılmaz. Kimyasal boyalar zamanla Ebru kağıdının yapısını bozar ve doğal boyalarla yapılsa yüzyıllarca muhafaza edilebilecek bir Ebruda dönülmez tahribatlara sebebiyet verir. Ebru sanatı havadan etkilendiği gibi yazları çok sıcak havalarda yapılması pek mümkün değildir çünkü kitre köpürür. Ancak tüm şartlar sağlandığında tekne sonuç verir. Tüm bu süreçlere baktığımızda ise Ebru sanatı aslında sanatçılarına Ebrunun uzun ve meşakkatli bir yol olduğunu, sabretmeyi, tekrar tekrar denemeyi, çok uğraşılsa bile iyi sonuçlar alınamayacağını bilmeyi, ve bu sebeple kabullenmeyi öğrettiği su götürmez bir gerçektir.
Ebru temelde kağıt süsleme sanatı olarak bilinmesine rağmen çini, seramik, cam, bez, deri gibi zeminlere de uygun koşullar altında kendisini gösterir. Önemli olan malzemelerin dengesidir. Kitre boyanın yoğunluğunu gösterir, öd boyanın içine atılarak boyanın suda açılımını sağlar, at kılı ve gül dalı fırçasıyla boya doğru bir atış tekniği ile suya damlatılır ve hangi zemine çıkarılacaksa o zeminin tekniklerinden biriyle boya zemine aktarılır. Dengeli bir birleşim izleyenlere göz zevki yaşatır.
Mistik Açılardan Ebru
Doğuda Ebru sanatçılarının ellerinin Allah tarafından yönlendirildiğine inanılır. Maddelerin birbiriyle etkileşiminden hava olaylarına kadar çok fazla bileşeni olan bir sanat dalı olmasına rağmen tamamen soyuttur, Ebrucu ile tekne arasındadır. Ebru sanatçısının Ebrunun dilinden anlaması, onu oldurmak için sabır göstermesi, neyin eksik veya hatalı olduğunu bulması gerekir. Bu ise uzun bir süreçtir. Zaten Ebru da diğer Türk sanatlarında rastlandığı gibi yüzyıllardır usta-çırak ilişkisi ile ilerler. O yüzden iyi bir Ebru ustası iyi Ebru ustaları yetiştirir.
Hazırlayan: Nisa Kuvvetli