21. yüzyılda en çok tartışılan, hakkında araştırmalar yapılan konulardan birisi de, yabancı dil öğrenimi. Uzun yıllardır hakkında bilimsel araştırmalar yapılan, kitaplar yazılan bir alan olarak çıkan dil öğrenimi, şu an günümüzde hâlâ tartışılan ve araştırılan bir konuyu bizlere sunuyor: Yabancı dil öğrenimi genetik midir yoksa tamamen sonradan kazanılan bir beceri midir? Bilimsel çalışmalar, çevresel faktörlerin çok önemli bir yere sahip olduğunu vurgulamakla birlikte dil öğreniminin de bir genetiği olduğunu ve dil öğrenimiyle bağdaştırılan genetik bir dizilim olduğunu söylüyor.
Washington Üniversitesinde gerçekleştirilen bir çalışmaya göre, ortaokul seviyesindeki bir grup öğrencinin ikinci yabancı dil dersinde final notları, genetik dizilimleri ve beyin yapılarına göre tahmin edilebilmiş. Makalede, beyinde bilişsel bağlantı kurmakla ilişkilendirilen ve beyaz madde olarak adlandırılan COMT geninin, derste bazı öğrencilerin diğerlerinden daha başarılı olma sebebinin açıklanmasında yüzde 46 olduğu belirtiliyor. Washington Üniversitesi Beyin ve Öğrenme Bilimleri bölümünde araştırmacı olarak görev yapan bilim insanı Ping Mamiya yaptığı açıklamada araştırmaları hakkında şu sözleri ifade ediyor: “Dil öğreniminde iyi ve düşük performans gösteren öğrencileri de dahil ederek neden bazı öğrencilerin neden diğerlerinden daha farklı öğrendiğini anlama konusuyla ilgileniyoruz.” ve ekliyor, “Araştırmamız, COMT geninin farklı çeşitlerinin beyinde öğrenmeyle ilişkilendirilen bölge olan beyaz maddeyi etkilediğini ilk kez kanıtlamayı başarmıştır.”
Bu konuda yapılan bir başka araştırmada hayranlık uyandıran sonuçlar sunuyor. Washington Universitesi’ndeki bilimsel bir araştırmada, beyindeki öğrenmeyle ilgili bölüm ve beyindeki genetik bağlantılar arasındaki ilişki incelenmiş. Araştırma ortalama yaşları 20 ve civarında olan Çin’den Amerika Birleşik Devletleri’ne üniversite eğimleri için gelen bir grup 1.sınıf öğrencisi ile gerçekleştirilmiş. Gönüllü üniversite öğrencilerinden 79 tanesi üniversitenin hazırlık sınavını geçmeyi başarırken, 44 tanesi üniversitenin hızlandırılmış İngilizce eğitim programına dahil olmuş. Üç haftalık İngilizce programı sonrasından hemen bir haftalık süre içinde araştırmacılar, Çin’den yeni gelip bu eğitimi almayan öğrenciler dahil olmak üzere öğrencilerin beyin bağlantılarını incelemişler.
Araştırmacılar, inceleme sırasında beyin bağlantılarını detaylı bir şekilde incelemeyi kolaylaştıran MRI tekniği denilen bir biyolojik dokuları görüntülemede ve radyoloji biliminde kullanılan bir tekniği kullanmışlar. Analiz sonucu olarak, üç haftalık hızlandırılmış dil eğitimi alan öğrencilerin beyinlerindeki beyaz maddede değişme gözlemlenmiş. Araştırmada, yabancı dil öğreniminin yoğunlaştırılmış dil eğitimi alan öğrencilerde beyindeki bilişsel bağlantı oranını arttırdığı gözlemlenmiş. 3 haftalık eğitim sonunda beyindeki bilişsel bağlantı oranında artış gözlemlenirken, eğitim sonrasında tekrar bu artış ters oranda ilerlemiş. Araştırmayı gerçekleştirilen araştırmacılardan biri olan Ping C. Mamiya şu sözleri söylüyor, “Beynin yapısı ve çevresel etkilerle ilgili ilişkiyi belgeleyebilmek çok heyecanlı bir süreçti.” Araştırmada COMT geni ve beyindeki beyaz maddenin öğrencilerin final başarı puanlarında yüzde 46 etkili olduğu saptanmış, araştırmacılar ayrıca yabancı dil öğreniminde genetikle birlikte çevresel faktörlerinde etkili olduğunu ve bunların birbirlerini öğrenmeyle birlikte nasıl etkilediklerini de araştırmak istediklerini söylüyor.
Araştırmada yer alan bilim insanlarından birisi olan Patricia K. Kuhl bu konuda şu sözleri söylüyor: “İnsanların herhangi bir beceriyi öğrenebilme süreci çok değişkenlik gösteren bir durum ve biz bunun sebebini öğrenmek istiyoruz. Bunun sebebini öğrenmek çevresel etkilerin, beyin ve genlerimizin nasıl birlikte çalıştığı hakkında önemli bir bilimsel soruyu yanıtlamakla gelmiyor öğrenme süreci ile ilgili de çok önemli çıktıların elde edilmesine olanak sağlıyor.”
Teksas Üniversitesinde gerçekleştirilen bir başka çalışmada ise FOXP2 geninin yetişkinlikte yabancı dil öğrenimiyle bağdaştırılabileceği kanıtlanmış. 204 kişiyle yapılan araştırmada, bireylerden bilmedikleri sesleri sınıflandırılmaları istenmiş ve test sonuçları ile bireylerin beyinlerindeki genotip analizi karşılaştırılmış, karşılaştırılma sonucuna göre FOXP2 geninin varyasyonlarına daha fazla sahip olan bireylerin, yabancı sesleri daha hızlı ve etkili şekilde öğrendiği sonucuna ulaşılmış. Araştırmayı gerçekleştiren Bharath Chandrasekaran araştırma hakkında şu sözleri söylüyor: ” Yetişkinlerin yabancı dil öğreniminde zorluk yaşadığı iddiası çok güçlü iken aynı zamanda bazı yetişkinlerin yabancı dil öğreniminde oldukça başarılı olduğunu gözlemledik. Bunun sebebini bilimsel olarak anlayabilmek dil eğitim programlarının tasarımı için çok önemli sonuçlar doğuracaktır.” Çalışma, yabancı seslerin öğreniminde genetik ve beyin ilişkisi hakkında önemli sonuçlar içermektedir.
Teksas Üniversitesindeki araştırma dil öğrenimiyle ilgili başka önemli bir bilgiyi daha göstermektedir: FOXP2 geni ve farklı türleri beyinde farklı bölgeleri etkileyerek yabancı seslerin öğreniminde geliştirilen farklı öğrenme becerilerinin oluşmasında rol oynamaktadır. Bireylerin yabancı seslerin öğreniminde kullandıkları farklı öğrenme stratejileri (bildirimsel ve işlemsel öğrenme) değerlendirildiği araştırmada, ön beynin farklı bölümlerinin farklı öğrenme stratejileri ile ilişkilendirildiği sonucuna ulaşılmış. Araştırmada, bilişsel öğrenme becerilerinin kullanıldığı yabancı ses öğrenimi sürecinin FOXP2 geni ve türlerinden etkilendiği belirtiliyor. Yabancı dil öğrenimi için çok önemli olan bu araştırmada bireysel öğrenme stratejilerinde beynin rolü ve dil öğreniminde biyolojik köken konuları detaylı bir şekilde analiz ediliyor. Son olarak bu araştırmanın önemi hakkında araştırmacı Bharath Chandrasekaran şu sözleri söylüyor: “Yıllardır bilim insanları farklı genlerin beynin bilişsel sürecini farklı şekilde nasıl etkilediğini anlamaya çalışmaktadır. FOXP2 geni ve türlerinin dil öğrenim süreci ile bağlantısını anlamak, insanların bir dili nasıl öğrendiğine biyolojik bir bakış açısı getirmek konusunda çok önemli sonuçlar doğuracaktır.”
Moleküler Biyoloji ve Genetik, Radyoloji, Nöroloji ve Yabancı Dil Eğitimi alanlarını birleştiren bu önemli çalışmalar, hem tıp bilimleri hem de yabancı dil öğrenimi alanında yapılacak yeni çalışmalara, yeni öğretim materyalleri ve stratejileri geliştirme ve anlama, öğrencileri daha iyi anlayabilme ve analiz edebilme konusunda ilham verici olacak gibi gözüküyor. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, araştırmalarda belirtildiği üzere, genlerin yabancı dil öğrenimine etkisi yüzde 46 seviyelerinde olsa da bu etki yüzde 90 veya yüzde 100lerde değildir, bu noktada alınacak etkili bir eğitim, çevre koşulları, bireylerin yetiştiği sosyo-ekonomik çevre, yabancı dil ile olan geçmiş deneyimleri, bireysel motivasyon ve çalışma seviyeleri, etkili ders öğrenme ve çalışma stratejileri ve materyalleri ve etkili şekilde tasarlanmış bir yabancı dil öğreniminin önemi de yok sayılmamalıdır. Etkili yabancı dil eğitimi ve öğrenimi, genetik ile birlikte çevresel ve sonradan edinilen faktörlerin birleşimiyle gerçekleşmektedir ve genetik ve çevresel şartlar açısından dezavantajlı konumda olunsa da etkili bir yabancı dil öğrenimi programı, öğrenme stratejileri ve materyalleri ile yabancı dil öğreniminde hayal edebileceğimizden çok daha iyi bir seviyeye ulaşmak mümkündür. Beyin bilimini de içine kapsayan bu alanda yapılan çalışmalar özellikle yabancı dil öğreniminde yaşanılan zorluklar ve daha etkili yabancı dil eğitimi programı hazırlama konusunda öncülük edecek durumdadır.
KAYNAKLAR
Can you be genetically predisposed to speak a certain language? (2021, March 18). NU Sci Magazine – Northeastern University’s Student-Run Science Magazine. https://nuscimagazine.com/can-you-be-genetically-predisposed-to-speak-a-certain-language/
Neuroscience News. (2015, June 5). Ability to learn new language is in your genes. https://neurosciencenews.com/foxp2-language-learning-genetics-2096/
Success in second language learning linked to genetic and brain measures. (2016, June 13). UW News. https://www.washington.edu/news/2016/06/13/success-in-second-language-learning-linked-to-genetic-and-brain-measures/