26 Nisan 2025, Cumartesi
spot_img

“Erkekler Dünyası”nda Kadın Bir Başkan Adayı

Belva Lockwood, Amerika Birleşik Devletleri’nin ikinci kadın başkan adayı ve ülkesindeki ilk kadın avukattır. 1884 yılında ABD başkanlığına aday olan Belva, kadınların oy hakkı olmadığı bir dönemde bu cesur adımı atarak bugün bile hatırlanan önemli bir figür olmuştur. The Evening Star gazetesine verdiği bir röportajda, “Oy veremem, ama oy alabilirim,” diyerek durumu özetlemiştir. Belva, hayatını kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması için mücadele etmeye adamış ve özellikle kadınların oy hakkı kazanması için büyük çabalar göstermiştir.

Biyografi

Belva Lockwood, 24 Ekim 1830’da New York’un küçük bir kasabası olan Royalton’da dünyaya geldi. Çocukluğu boyunca ailesine tarım işlerinde yardım etti, ancak, röportajlarında da dile getirdiği üzere, erkeklerle aynı işleri yapmasına rağmen aynı standartlarda değerlendirilmedi. Bu eşitsizlik hayatının ilerleyen dönemlerinde de devam etti. 14 yaşında öğretmenlik yapmaya başlayan Belva, erkek öğretmenlerin aldığının sadece yarısı kadar maaş alıyordu. Hukuka karşı büyük bir sempati duyan Belva, Adalet Okuluna girdi. Ancak, tüm derslerini başarıyla tamamlamasına rağmen okul ona diploma vermeyi reddetti. Bu diploma, Kolombiya Barosu’na kayıt olabilmesi için gerekliydi. Okula karşı mücadele eden Belva, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’na bile mektup yazdı. Sonunda, 1873 yılında, 43 yaşındayken okuldan mezun oldu ve Kolombiya Barosu’na kaydını yaptırdı.

Avukatlık Dönemi

Belva, 1880 yılında ilk davasını aldı ve başarılı oldu. Avukatlığı boyunca kadınların oy hakkını savundu ve tüm ırkların eşitliği konusunda konuşmalar yaptı.

Başkan Adaylığı

1884 yılında Eşit Haklar Partisi’nden başkan adayı olan Belva, görünürlüğün eşit haklar mücadelesinin bir parçası olduğunu biliyordu. “Kendi partimizin, kendi platformumuzun ve kendi adaylarımızın olmasının zamanı geldi.” diye yazdı. “Onları alana kadar asla eşit haklara sahip olamayacağız ve bu hakkı alana kadar da saygı göremeyeceğiz.” Ayrıca, Amerika’nın kadın liderlere sahip birçok ülkenin gerisinde kaldığını belirtti. “Neden önemli yerlere kadın aday gösterilmiyor?” diye sordu. “Victoria Hindistan’ın İmparatoriçesi değil mi? Ülkemizin kadınları arasında bizim kadar yetenekli ve becerikli kişiler yok mu? Tarih kadın yöneticilerin örnekleriyle dolu değil mi?” Belva, tam ölçekli, profesyonel bir kampanya başlattı. Platformu yalnızca oy hakkına değil, aynı zamanda ekonomiye ve her ırktan alt ve orta sınıf Amerikalıların yaşamlarını iyileştirmeye odaklanmıştı. Ülkeyi dolaşarak kürsü konuşmaları ve röportajlar yaptı ve muhaliflerle mücadele etti. 4 Kasım 1884’te Demokrat Grover Cleveland Amerika Birleşik Devletleri başkanı seçildi. Belva, son oy sayımında düşük bir oy alsa da önemli bir miras bıraktı. Amerikalılar işletmelere, sokaklara ve hatta çocuklarına onun adını verdiler. Kadın avukatlar onlarca yıl boyunca ofislerinde onun portrelerini astılar. 1888’de Belva, oy hakkı hareketinin bazı liderlerinin şaşkınlığına rağmen tekrar aday oldu, ancak bu kampanya 1884’tekinden daha az ilgi gördü.

Bıraktığı Miras  

Belva, uzun yaşamının geri kalanında hukuk alanında çalışmalar yapmaya devam etti ve aynı zamanda uluslararası barış hareketinin önde gelen isimlerinden biri oldu. Ruth Bader Ginsburg, “O, son olarak 1906’da Mahkeme önünde savunma yaptı,” diye yazıyor. “O zaman yetmiş beş yaşındaydı ve atalarının topraklarından çıkarılıp yerlerinden edilen Çerokiler için milyonlarca dolarlık bir tazminat alınmasına yardımcı oldu.”Ölümünden kısa bir süre önce Belva’ya bir kadının başkan olabileceğine inanıp inanmadığı soruldu. Belva, “Eğer [bir kadın] başkan olmaya uygun olduğunu gösterirse bir gün Beyaz Saray’ı işgal edecektir,” dedi. Belva Lockwood, kadınlara oy hakkı verilmesinden iki yıl önce, 1917’de öldü.

Kaynakça

https://www.history.com/news/belva-lockwood-presidential-candidate-lawyer

İlgili Yazılar

spot_img

Son Yazılar