Hepimizin geçmişinde unutamadığımız, aklımızda yer eden, hayatımıza dokunmuş öğretmenler vardır. Onları her zaman mutlu, sabırlı, özverili, sorunsuz ve sıkıntısız görmeye alıştık. Hatta öyle ki çocukluğumuzda evleri olmadığını, sınıfta uyuyup uyandıklarını düşündüğümüz bir dönem bile oldu. Peki ya onların da sorunları varsa? Ya hayatlarında bizim ve okul dışında başka başka öznelere de sahiplerse? Ya onlar da kaygılanıyor, eve dönerken pişireceği yemeği, ödemesi gereken aylık taksidini düşünüyorlarsa? Veya bazen zannettiğimiz kadar “özverili” değillerse? Bu filmler öğretmenleri tam da alışık olmadığımız açılardan yakalıyor, türlü türlü garip duruma sokuyor. Bazen onların da “gerçek” insanlar olduğunu hatırlatıyor bazen ise fazla gerçek olmalarıyla hayal kırıklığı yaşatıyor.
1- Ucitelka (2016)
Gerçek bir hikayeden uyarlanan bu film, travmatik bir öğretmenlik ve okul deneyimi sunuyor. Çekoslovakya’nın 1983 yılında geçen film, okula yeni gelen öğretmenin velilere ve öğrencilerine yaptığı baskı ve zorbalık üzerinden derin bir eleştiri niteliği oluşturuyor. Geriye dönüşlerle öğretmenin “işine yarayan” velilerin çocuklarını ayırıp baskıya boyun eğmeyen ailelerin çocuklarını soyutlamaya çalıştığı ve akabinde yaşanan şok edici olaylar anlatılıyor. Ana karakter Maria Drazdechova’nın pek de mükemmel bir öğretmen ikonu olamadığı aşikar.
2- Das Lehrerzimmer (2023)
Yönetmen İlker Çatak’ın küçükken yaşadığı bir “okul araması” anısından yola çıkarak hazırlanmış bu kusursuz gerilim kurgusu, yine çok alışılmadık bir öğretmen profili çiziyor. Carla Nowak hem okulda hem işinde yeni, genç, idealist bir öğretmendir. Okulunda yaşadığı bir hırsızlık olayı ise her şeyi değiştirir. Doğru bildiği yoldan dönüp dönmeyeceği artık bir kaos seçimidir. Tüm bunlarla beraber sınıf eşitsizlikleri, ırkçılık, fırsat olanakları, sosyal medya, linç kültürü gibi oldukça popüler konuların okullara nasıl yansıdığına da değiniliyor. Almanya’da yetişen İlker Çatak’ın çift taraflı perspektifi ve sakin oyunculuklar filmi oldukça gerçekçi kılmış.
3- Öğretmen (1988)
Bir öğretmenden her koşulda “öğretmen” olmasını beklemek ne kadar adildir? Onu kimi zaman başka başka işler yaparken görürsek ne hissetmeliyiz, ne düşünmeliyiz?
Kemal Sunal’ın güldürmeyen hatta belki de iç burkan bir filmi. İstanbul’da öğretmen maaşı ile geçinemediği için çeşitli ek işlere yönelen bir öğretmeni canlandırıyor. Eski bir film olmasına karşın günümüz sorunlarına da ışık tutan bir film. İzlerken sorguluyoruz.
4-) The Kindergarten Teacher (2018)
Şiir ve sanat tutkunu olup bu ilgi alanlarında kendisi veya başkaları tarafından “yeterince iyi” bulunmayan bir anaokulu öğretmeni her şeye rağmen entelektüel bir yaşam arzulamaktadır. 5 yaşındaki öğrencisi Jimmy’nin sınıfta özgür bir biçimde okuduğu şiirden çok etkilenir, onun adeta yeni nesil Mozart olduğunu düşünür. Öğretmen öğrencisinin yeteneklerini beslemek için uğraşırken bu durum bir obsesyona dönüşür.
5-) Druk (2020)
The Hunt ile romantik hayatında şansı pek yaver gitmemiş, tükenmişlik yaşayan okul öncesi eğitmeni karakterinde ne kadar başarılı olduğunu kanıtlayan Mads Mikkelsen Druk filminde de mutsuz bir öğretmen olarak beyaz perdeyle kavuşuyor. Amacı, motivasyonu olmayan öğrencileri hayata kazandırmaya ve özel hayatlarındaki problemlerle boğuşmaya çalışırken tartıştıkları bir teoriyi hayata geçirmeye karar veren bir grup öğretmenin hikayesi Druk. Film 2021 yılında En İyi Uluslararası Uzun Metraj Film dalında Oscar kazandı.
Kaynakça
https://bantmag.com/the-teachers-lounge
Görsel Kaynakça